Biraz İstanbul * Tanyal Sünbül
1 sayfadaki 1 sayfası
Biraz İstanbul * Tanyal Sünbül
Tarihin mahşere bitmeyen yolculuğunda
Süzülüp alımla akan gönüllere
Pırıl pırıl renkli taşlardan
Sırma telekli bir kuğudur İstanbul
İstanbul
Kaşarlanmış bir Bizans aşüftesidir
Akşamla boğazda yankılanan
Şen şakrak ses onun sesidir
Kokusu Anadolu'dan
Nefesi Rumeli'den duyulur
Bilinmez kimlerledir haspam
Ne usanır
Ne uslanır
Ne yorulur
Çerkez Gürcü Lavanten
Rum Ermeni Yahudi
Cümle ben-i Adem
Her biri ayrı çeşni katıp havasına
Gül gibi geçinip birlikle yaşarlar
İstanbul hüzünlenir bencileyin
Kimi zaman ipil ipil ağlar
Bazen da inanılmazlardadır
Zil takıp oynar
Enderun da sallanan rakkasın
Pera da düşen takkesidir
Şıkırdayan kara paranın
Gökdelenlerden gelen sesidir
İstanbul Türkiye'nin
Kadifeden kesesidir
İstanbul
Bİraz alafranga
Biraz alaturka
Biraz türkü biraz roman
Bİraz da mehterdir
İyi dinle göreceksin
O müziğin ta kendisi
O müziğin evrensel sesidir
İstanbul
Çan ve ezan seslerinin yankılandığı
Biraz köşk
Biraz saray
Birazda yalıdır
İstanbul çok uzaklardan akıp gelen
Çağların çağlayanıdır
İstanbul
Biraz gökyüzüdür
Biraz minare
Biraz sur
Biraz kule
Biraz tuz biraz martı biraz denizdir
Biraz Vefa ve boza
Birazda Hacı Bekir'dir
İstanbul Fatihtir biraz
Biraz Üsküdar
Bİraz Beyoğlu
Biraz gül biraz lale biraz karanfil
Bİraz mangal biraz maşadır
Biraz Eminönü
Biraz sur dibi Sultan mahallesi ve
Kasımpaşa'dır
İstanbul Yahya Kemal'dir biraz
Biraz Sait Faik
Bİraz Salah Birsel
Biraz Orhan Velidir
Eh biraz da Nedimdir dense yeridir
Öyle bir harmandır ki
Ömürler yetmez kaldırmaya
Bire bin bire yüz bin verir
Her yanı ayrı güzel
Her semti ayrı bir dokudur
Adına gergef gergef
İpekten şiirler dokunur
İstanbul
Sonsuz bîr hengamede
Asırlardır süren bir oyunun adıdır
Başoyuncu bizatihi kendisi
Asla inmez afişten
Hİç kapanmaz perdesi
Sırma telekli lavanta kokulu
Mavi bir akşam kuğusudur İstanbul
Tanyal SÜNBÜL
(Alkış Dergisi, s. 16 Yıl: 8 Sayı: 43 Oca-Şubat 2009)
Süzülüp alımla akan gönüllere
Pırıl pırıl renkli taşlardan
Sırma telekli bir kuğudur İstanbul
İstanbul
Kaşarlanmış bir Bizans aşüftesidir
Akşamla boğazda yankılanan
Şen şakrak ses onun sesidir
Kokusu Anadolu'dan
Nefesi Rumeli'den duyulur
Bilinmez kimlerledir haspam
Ne usanır
Ne uslanır
Ne yorulur
Çerkez Gürcü Lavanten
Rum Ermeni Yahudi
Cümle ben-i Adem
Her biri ayrı çeşni katıp havasına
Gül gibi geçinip birlikle yaşarlar
İstanbul hüzünlenir bencileyin
Kimi zaman ipil ipil ağlar
Bazen da inanılmazlardadır
Zil takıp oynar
Enderun da sallanan rakkasın
Pera da düşen takkesidir
Şıkırdayan kara paranın
Gökdelenlerden gelen sesidir
İstanbul Türkiye'nin
Kadifeden kesesidir
İstanbul
Bİraz alafranga
Biraz alaturka
Biraz türkü biraz roman
Bİraz da mehterdir
İyi dinle göreceksin
O müziğin ta kendisi
O müziğin evrensel sesidir
İstanbul
Çan ve ezan seslerinin yankılandığı
Biraz köşk
Biraz saray
Birazda yalıdır
İstanbul çok uzaklardan akıp gelen
Çağların çağlayanıdır
İstanbul
Biraz gökyüzüdür
Biraz minare
Biraz sur
Biraz kule
Biraz tuz biraz martı biraz denizdir
Biraz Vefa ve boza
Birazda Hacı Bekir'dir
İstanbul Fatihtir biraz
Biraz Üsküdar
Bİraz Beyoğlu
Biraz gül biraz lale biraz karanfil
Bİraz mangal biraz maşadır
Biraz Eminönü
Biraz sur dibi Sultan mahallesi ve
Kasımpaşa'dır
İstanbul Yahya Kemal'dir biraz
Biraz Sait Faik
Bİraz Salah Birsel
Biraz Orhan Velidir
Eh biraz da Nedimdir dense yeridir
Öyle bir harmandır ki
Ömürler yetmez kaldırmaya
Bire bin bire yüz bin verir
Her yanı ayrı güzel
Her semti ayrı bir dokudur
Adına gergef gergef
İpekten şiirler dokunur
İstanbul
Sonsuz bîr hengamede
Asırlardır süren bir oyunun adıdır
Başoyuncu bizatihi kendisi
Asla inmez afişten
Hİç kapanmaz perdesi
Sırma telekli lavanta kokulu
Mavi bir akşam kuğusudur İstanbul
Tanyal SÜNBÜL
(Alkış Dergisi, s. 16 Yıl: 8 Sayı: 43 Oca-Şubat 2009)
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz