Salih ya da Kör Talih * Necati Ocakçı
1 sayfadaki 1 sayfası
Salih ya da Kör Talih * Necati Ocakçı
Salih’ten, borcunu istedim bugün
“Valla arkadaşım, veremem!" dedi
“Elde ne var ne yok, kaldı üç öğün
Sana yalan çıktım, veremem!" dedi.
“Dedim; noldu gardaş, anlat bir hele?"
Gözden akan yaşlar, dönmüştü sele
Sözünde yalan yok, özünde hîle
“Tövbelerim olsun, veremem!" dedi.
“Bakkalın önünden, geçemez oldum
Kasap, manav derken, eridim soldum
Anla beni, bin bir, derde gark oldum
Nefesim kokuyor, veremem!" dedi.
“Elektrik, su, yok, hepsi kesildi
Bağırdım, çığırdım, sesim kısıldı”.
Öfkeyle kolumdan, tuttu, asıldı
“Yemin billâh etti, veremem!" dedi.
“Elimde fatura, tuttum sırayı
Kap-kaççılar kaptı, otuz lirayı
Koştum; şerefsizler, açtı arayı
“Benim şartel atık, veremem!" dedi.
Aklını fıydırtmış, feleği şaşmış
Ağzından tükrükler, köpürüp taşmış
Dengesi bozulmuş, ayarı kaçmış
“Valla da, billâ da, veremem!" dedi.
Yapıştı yakama, bırakmaz Salih
Sanki o iktidar, ben de muhalif
Ha Salih’ti adı, ha da kör talih
“Alış- veriş kesat, veremem!" dedi.
“Yahu bırak beni, gideyim” dedim
Nerden rast geldi de, para istedim
Dövecek zannettim, patladı ödüm
“Sıkıştırma beni, veremem!" dedi.
“Tamam be Salih’im, var git yoluna
Şen şakrak, bülbüller, konsun dalına
Ne zaman geçerse, paran eline
-O zaman verirsin”, “veremem!" dedi.
Salih’in feryadı, yürek dağlıyor
Sulu sepken gibi, nasıl ağlıyor?
Dedi; “herkes benden çıkar sağlıyor”
Bıraktı yakamı, “veremem!" dedi.
Necati dostunu; kırmadı, gitti
Alacak verecek, böylece bitti
En son Bakırköy’de, ziyaret etti
Salih gülüyordu, “veremem!" dedi.
Necati Ocakçı
“Valla arkadaşım, veremem!" dedi
“Elde ne var ne yok, kaldı üç öğün
Sana yalan çıktım, veremem!" dedi.
“Dedim; noldu gardaş, anlat bir hele?"
Gözden akan yaşlar, dönmüştü sele
Sözünde yalan yok, özünde hîle
“Tövbelerim olsun, veremem!" dedi.
“Bakkalın önünden, geçemez oldum
Kasap, manav derken, eridim soldum
Anla beni, bin bir, derde gark oldum
Nefesim kokuyor, veremem!" dedi.
“Elektrik, su, yok, hepsi kesildi
Bağırdım, çığırdım, sesim kısıldı”.
Öfkeyle kolumdan, tuttu, asıldı
“Yemin billâh etti, veremem!" dedi.
“Elimde fatura, tuttum sırayı
Kap-kaççılar kaptı, otuz lirayı
Koştum; şerefsizler, açtı arayı
“Benim şartel atık, veremem!" dedi.
Aklını fıydırtmış, feleği şaşmış
Ağzından tükrükler, köpürüp taşmış
Dengesi bozulmuş, ayarı kaçmış
“Valla da, billâ da, veremem!" dedi.
Yapıştı yakama, bırakmaz Salih
Sanki o iktidar, ben de muhalif
Ha Salih’ti adı, ha da kör talih
“Alış- veriş kesat, veremem!" dedi.
“Yahu bırak beni, gideyim” dedim
Nerden rast geldi de, para istedim
Dövecek zannettim, patladı ödüm
“Sıkıştırma beni, veremem!" dedi.
“Tamam be Salih’im, var git yoluna
Şen şakrak, bülbüller, konsun dalına
Ne zaman geçerse, paran eline
-O zaman verirsin”, “veremem!" dedi.
Salih’in feryadı, yürek dağlıyor
Sulu sepken gibi, nasıl ağlıyor?
Dedi; “herkes benden çıkar sağlıyor”
Bıraktı yakamı, “veremem!" dedi.
Necati dostunu; kırmadı, gitti
Alacak verecek, böylece bitti
En son Bakırköy’de, ziyaret etti
Salih gülüyordu, “veremem!" dedi.
Necati Ocakçı
Similar topics
» Şair Dilimde Bal * Necati Çakıcı
» Temmuz Merdiveni * Mustafa Necati Karaer
» Ağır Sular Yorgunuyum * Mustafa Necati Karaer
» Temmuz Merdiveni * Mustafa Necati Karaer
» Ağır Sular Yorgunuyum * Mustafa Necati Karaer
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz