İhtiyar * Nabi Erdiydi
1 sayfadaki 1 sayfası
İhtiyar * Nabi Erdiydi
İHTİYAR
Gülüyor yüzünde derin çizgilerin
Yavaşlıyor her adımda yorgun dizlerin
Bak solgunlaşmış, zamanı yudumlarken
Ardında bıraktığın o gençliğin
İn artık atlıkarıncalardan ihtiyar
Seyret uçurtmaları, beyaz martıları
Dürerken yaşam defterini melekler
Kuruyor, pencerende mor çiçekler.
Gözlerin süzgün, umurunda mı artık
Ne beyaz kelebekler, ne de karanlık geceler
Dökülüyor sırtından zamanın sıcaklığı
Al başını git, bekliyor seni karlı tepeler.
Taşımalısın parmak uçlarınla ihtiyar
Sırtından sarkan omuzlarını
Meçhul mesafelerde yapayalnız
Oynuyorsun şimdi son kozlarını.
Yalnız tesellin o, gözlerindeki bu yaş
Ne galip olmuş ne de mağlup
İçindeki bu doyumsuz savaş
Ve almışsın yükünü gidiyorsun yavaş yavaş.
Zenginliğin artık değersiz bir pul
Durma koştur, kaybettiklerini şimdi bul
Tüketmişsin emanet hayatını bir heveste
Utanıyor sermayen vereceğin son nefeste.
Şimdi odalarda sessiz ve kimsesiz
Ağlıyorsun mehtaplarda nefessiz
Uykusuz gecelerde yıldızlara bakarak
Gidiyorsun kervanlar gibi sonsuzluğa akarak.
Yaşanıyor her doğan gün, vaktin azalıyor
Dakikalar saatleri, günler ayları kovalıyor
Korkma ölümün soğuk yüzünden bu kadar
Gelen ölüm senin canını almayacak
Bil ki o, yeni bir hayata dönüşünü alkışlayacak.
Kapat perdelerini, söndür ışıklarını
Ninniler söyle çocukluğundan kalan
Bunca yıllık seni avutan ömrün
Bir anda oluvermiş koca bir yalan.
Nabi ERDİYDİ
Gülüyor yüzünde derin çizgilerin
Yavaşlıyor her adımda yorgun dizlerin
Bak solgunlaşmış, zamanı yudumlarken
Ardında bıraktığın o gençliğin
İn artık atlıkarıncalardan ihtiyar
Seyret uçurtmaları, beyaz martıları
Dürerken yaşam defterini melekler
Kuruyor, pencerende mor çiçekler.
Gözlerin süzgün, umurunda mı artık
Ne beyaz kelebekler, ne de karanlık geceler
Dökülüyor sırtından zamanın sıcaklığı
Al başını git, bekliyor seni karlı tepeler.
Taşımalısın parmak uçlarınla ihtiyar
Sırtından sarkan omuzlarını
Meçhul mesafelerde yapayalnız
Oynuyorsun şimdi son kozlarını.
Yalnız tesellin o, gözlerindeki bu yaş
Ne galip olmuş ne de mağlup
İçindeki bu doyumsuz savaş
Ve almışsın yükünü gidiyorsun yavaş yavaş.
Zenginliğin artık değersiz bir pul
Durma koştur, kaybettiklerini şimdi bul
Tüketmişsin emanet hayatını bir heveste
Utanıyor sermayen vereceğin son nefeste.
Şimdi odalarda sessiz ve kimsesiz
Ağlıyorsun mehtaplarda nefessiz
Uykusuz gecelerde yıldızlara bakarak
Gidiyorsun kervanlar gibi sonsuzluğa akarak.
Yaşanıyor her doğan gün, vaktin azalıyor
Dakikalar saatleri, günler ayları kovalıyor
Korkma ölümün soğuk yüzünden bu kadar
Gelen ölüm senin canını almayacak
Bil ki o, yeni bir hayata dönüşünü alkışlayacak.
Kapat perdelerini, söndür ışıklarını
Ninniler söyle çocukluğundan kalan
Bunca yıllık seni avutan ömrün
Bir anda oluvermiş koca bir yalan.
Nabi ERDİYDİ
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz